Öncelikle herkese merhabalar, herkese iyi dilekleri ve tebrikleri için teşekkürler, önümüzdeki her müsabaka ve turnuva için hepinize başarılar.
Ben kendi halimde oyunumu oynayan, keyif almaya çalışan, pek bilindiğini zannetmem ama kendi oyuncu topluluğumuza biraz kırgınlığım olduğu için forumda aktif bir görüntü sergilemeden yoluma devam eden bir kullanıcıyım. Bu cümlenin sizde oluşturabileceği merakı gidermek amacıyla sebebini de söyleyeyim.
Fi tarihinde buralarda aktif olarak niteleyeceğimiz kullanıcı sayımızın epey düştüğü bir dönemde, milli takıma hoca bulmakta zorlanıyorduk ve “yabancı birileri antrenör olacağına bizden biri aday olsun en azından” diye düşünceler dile getirilmişti. Ben de adaylığımı koydum. Fakat Çek 5. Liginden falan bir arkadaşın da aday olduğu genç milli takım seçimlerinde 5’e karşı 20 civarı oy ile garip bir şekilde Çek arkadaşımız tercih edilmişti ki kendisiyle de epey diyalogumuz oldu, milli takım hakkında benden fikir bile alacak kadar alçakgönüllü biriydi, onun göreve gelmesi bu açıdan beni mutlu etmişti. Ama bana yapılan bu harekete de şu an bile anlam verebilmiş değilim ???? O nedenle forumdan ve biraz da topluluktan kendimi soyutlayarak oyunuma odaklandım. Rakiplerimizi tebrik ettik, isteyenlerle iletişimimiz sürdü tabi.
Kabarday hocamızın düşüncelerine istinaden şunları söylemek isterim. Herkesin düşüncesine elbet saygım var ancak…
Uluslararası maçları önemsemediğimi düşündüren şey nedir? Tempo mu? zira başka unsur yoktu ????
Tek amacın lig şampiyonluğu olduğunu düşündüren şey nedir? Tempo mu? ???? Final serisinde bile yükseltmediğim sezonlar olabilir, yine tek unsur.
En önemli soru da, her şey bizim gördüğümüz gibi midir??
Uluslararası maçlar konusunda önceden sizin de deneyimlediğiniz gibi, temponuzu sona olabildiğince iyi saklamadığınız sürece şampiyonlar liginde şampiyon olma şansınız bizim kurduğumuz kadrolarla imkansız. (Kadrolarımız kötü demiyorum ama hiçbir zaman bir Türk takımı, oyunun o sezonki en iyi ilk 3 kadrosundan biri olamadı.)
Bu tempo konusunun olayı odur. Mesela bugün ilk turda elendim, muhtemelen bu mesajı da o yüzden yazdınız, başarılı olmamızı ve gururlanmamızı istiyorsunuz; benim bu maçı tempo artırarak kazanacağım apaçık. Ya sonra? Her turda tempo harcayarak nereye kadar gideceğiz? Ben size söyleyeyim, çeyrek final. İkimizin de ikişer çeyrek finali var diye biliyorum ???? Üstüne basa basa söylüyorum benim hedefim maksimum tura gidebilmek değil şampiyon olmak veya finalde kaybetmek. Benim için 5. veya 180. olmanın hiç farkı yok. Çünkü hedefim bu değil. Şimdi bunu örnekleyelim.
38. Sezon: 2. Turda çok yüksek tempo ile elendim, çünkü rakibim finale doğrudan aday bir takımdı ve tecrübesizdim şuanki bakış açımla kesin olarak daha düşük tempoyla çıkardım.
39. Sezon: İlk çeyrek finalimi oynadım, çok yüksek tempoyla çıktım ve elendiğim don’t hit my face finalde o sezonun kağıt üzerinde favorisi olan BK Wild’ı yenerek şampiyon oldu. (Şampiyonluğunun en büyük sebebi temposunu ayarlayıp bize ve diğer takımlara da çok yüksek çıkmamasıydı ve bu maç benim hedefimi ve bu düşüncelerimin temelini oluşturan maçtır. Belki o maç, bu açıklama ile bazılarımıza da katkı sağlayabilir ????) O sezonu hatırlayan var mı bilmiyorum ama gerçekten BK Wild korkutucu bir kadroya sahipti.
40. Sezon: 1. Turda çok düşük çıkarak geçmem gereken kolay bir rakip vardı. Ama eleneceksem baştan elenmeyi ve enerjimi korumayı tercih ettim. Süper kadrolu X heat ve geçen sezonun şampiyonu tempo uzmanı don’t hit my face’e karşı başka şansım olmayacaktı.
41. Sezon: 2. Turda Chicago Bulls Sahara ile çok düşük çıkarak yine aynı amaçtaydım. Anlık vurguncu olarak nitelediğim ama şansını zorlamaktan başka da çaresi olmadığını düşünen arkadaşımıza elendim. Zaten bir sonraki turda da ceremesini çekti. Bana göre kimsenin o sezon bir şansı yoktu. Zira ben de finale kadar tempo artırsam bir sonraki sezonda bahsedeceğim bölüm sonu canavarının ağzı sonuna kadar açıktı ????
42. Sezon: Abartısız söylüyorum oyun tarihinin bence en iyi kadrosuna sahip Phenomenix Suns ile çeyrek finalde eşleştik. Yarı finalde don’t hit my face takımına bile mesaj vermişti. Zirve zamanlarında olmayan kadromun 3 maç çok yüksek tempoda çıkmasının, ŞL finalinde bizi çocuğa çevireceğini bildiğim için fark açılırsa tempo yükseltmeyip, rakibin küçümseme ihtimaline karşı bir parça da doz ayarlı bir taktikle elendik. Tarih tekerrür etti ve yine çeyrek finalde eşleştiğimiz bir rakibimiz, efsane kadrosuyla rahat bir şampiyonluk aldı. Zaten bizim maçın skoru da tempoyla işin olmadığını açıklıyordu ????
Ve ben her turda çok düşük çıkmam. Aksine, eşleştiğim rakibe bakarım (elemeye değer bir rakip için tempo ayarı değişebilir),her turda kalan takımlara ve ne kadar güç harcadıklarına bakarım, ve bunlarla birlikte şlnin o sezonki zorluğunu kadromun gücüyle harmanlayarak bir yaklaşım yaparım.
Eğer başarı kriteri, 2 çeyrek final yerine 5 çeyrek final görmek ise evet bunu muhtemelen yapardım. Bana göre bu başarı değil, doğal sınır.
Dileyen herkes şansını deneyip belki oradan yarı final çıkarabilirdi fakat bu bana hiçbir zaman cazip gelmedi ve finalde “öyle yapmasam bu maçı kazanabilir miydim” sorusunun aklımda olmasını istemedim. Gelecekte de istemeyeceğim.
Kadrom hiç “en iyi” olmadı ama potansiyelinin iyi olduğu dönemler vardı, bu şekilde alınacak şampiyonluk hedefim için çabaladım, artık görülüyordur. Bir de anormal tekliflerle koparılan oyuncular takım içi dengeleri bozabiliyor. Bu da hesaba katılmalı.
Lige dair hiçbir endişem olmadı, asla bu sene ligi mutlaka kazanayım demedim. Kazanmayı tabi ki istedim ama benim amacım daha çok, imzaladığım sponsor türüne uygun finansal avantajı maksimize ederek kadromu uzun yıllar koruyabilmekti. Ben de bunu başardığımı düşünüyorum. Ayrıca canavar kadrolara karşı nasıl sistemlerle hazırlanmak gerektiği üzerine biraz kafa yormak zorunda kalarak birçok şey öğrenmiş oldum.
Önemsemiyormuşum gibi görülen şampiyonlar ligini aslında çok önemsediğimi ve bunu net olarak açıkladığımı düşünüyorum. Bunlar benim görüşlerim. Herkesin hedeflerine saygım var. Hedefler ve düşünceler farklılık gösterebiliyor,
Herkese iyi oyunlar dilerim.
Vyber zemi: | Turecko |
Peşin not: Yazının orijinal hali budur. Uzun olacağı için kopyala yapıştır ile aktardığımdan emojiler çıkmayınca gergin bir hale bürünmüş, silinebiliyorsa diğer mesajın yetkililer tarafından silinmesini rica ederim
Öncelikle herkese merhabalar, herkese iyi dilekleri ve tebrikleri için teşekkürler, önümüzdeki her müsabaka ve turnuva için hepinize başarılar.
Ben kendi halimde oyunumu oynayan, keyif almaya çalışan, pek bilindiğini zannetmem ama kendi oyuncu topluluğumuza biraz kırgınlığım olduğu için forumda aktif bir görüntü sergilemeden kendimce yoluma devam eden bir kullanıcıyım. Bu cümlenin sizde oluşturabileceği merakı gidermek amacıyla sebebini de söyleyeyim.
Fi tarihinde buralarda aktif olarak niteleyeceğimiz kullanıcı sayımızın epey düştüğü bir dönemde, milli takıma hoca bulmakta zorlanıyorduk ve “yabancı birileri antrenör olacağına bizden biri aday olsun en azından” diye düşünceler dile getirilmişti. Ben de adaylığımı tek Türk kullanıcı olarak koydum. Fakat Çek 5. Liginden falan bir arkadaşın da aday olduğu genç milli takım seçimlerinde 5’e karşı 20 civarı oy ile garip bir şekilde Çek arkadaşımız tercih edilmişti ki kendisiyle de epey diyalogumuz oldu, milli takım hakkında benden fikir bile alacak kadar alçakgönüllü biriydi, onun göreve gelmesi bu açıdan beni mutlu etmişti. Ama bana yapılan bu harekete de şu an bile anlam verebilmiş değilim O nedenle forumdan ve biraz da topluluktan kendimi soyutlayarak oyunuma odaklandım. Rakiplerimizi tebrik ettik, isteyenlerle iletişimimiz sürdü tabi.
Kabarday hocamızın düşüncelerine istinaden şunları söylemek isterim. Herkesin düşüncesine elbet saygım var ancak…
Uluslararası maçları önemsemediğimi düşündüren şey nedir? Tempo mu? zira başka unsur yoktu
Tek amacın lig şampiyonluğu olduğunu düşündüren şey nedir? Tempo mu? Final serisinde bile yükseltmediğim birçok sezon var, yine tek unsur.
En önemli soru da, her şey bizim gördüğümüz gibi midir??
Uluslararası maçlar konusunda önceden sizin de deneyimlediğiniz gibi, temponuzu sona olabildiğince iyi saklamadığınız sürece şampiyonlar liginde şampiyon olma şansınız bizim kurduğumuz kadrolarla imkansız. (Kadrolarımız kötü demiyorum ama hiçbir zaman bir Türk takımı, oyunun o sezonki en iyi ilk 3 kadrosundan biri olamadı.)
Bu tempo konusunun olayı odur. Mesela bugün ilk turda elendim, muhtemelen bu mesajı da o yüzden yazdınız; benim bu maçı tempo artırarak kazanacağım apaçık. Ya sonra? Her turda tempo harcayarak nereye kadar gideceğiz? Ben size söyleyeyim, çeyrek final. İkimizin de ikişer çeyrek finali var diye biliyorum Üstüne basa basa söylüyorum benim hedefim maksimum tura gidebilmek değil şampiyon olmak veya finalde kaybetmek. Benim için 5. veya 180. olmanın hiç farkı yok. Çünkü hedefim bu değil. Şimdi bunu örnekleyelim.
38. Sezon: 2. Turda çok yüksek tempo ile elendim, çünkü rakibim finale doğrudan aday bir takımdı ve tecrübesizdim şuanki bakış açımla kesin olarak daha düşük tempoyla çıkardım.
39. Sezon: İlk çeyrek finalimi oynadım, çok yüksek tempoyla çıktım ve elendiğim don’t hit my face finalde o sezonun kağıt üzerinde favorisi olan BK Wild’ı yenerek şampiyon oldu. (Şampiyonluğunun en büyük sebebi temposunu ayarlayıp bize ve diğer takımlara da çok yüksek çıkmamasıydı ve bu maç benim hedefimi ve bu düşüncelerimin temelini oluşturan maçtır. Belki o maç, bu açıklama ile bazılarımıza da katkı sağlayabilir ) O sezonu hatırlayan var mı bilmiyorum ama gerçekten BK Wild korkutucu bir kadroya sahipti.
40. Sezon: 1. Turda çok düşük çıkarak geçmem gereken kolay bir rakip vardı. Ama eleneceksem baştan elenmeyi ve enerjimi korumayı tercih ettim. Süper kadrolu X heat ve geçen sezonun şampiyonu tempo uzmanı don’t hit my face’e karşı başka şansım olmayacaktı.
41. Sezon: 2. Turda Chicago Bulls Sahara ile çok düşük çıkarak yine aynı amaçtaydım. Anlık vurguncu olarak nitelediğim ama şansını zorlamaktan başka da çaresi olmadığını düşünen arkadaşımıza elendim. Zaten bir sonraki turda da ceremesini çekti. Bana göre kimsenin o sezon bir şansı yoktu. Zira ben de finale kadar tempo artırsam bir sonraki sezonda bahsedeceğim bölüm sonu canavarının ağzı sonuna kadar açıktı
42. Sezon: Abartısız söylüyorum oyun tarihinin bence en iyi kadrosuna sahip Phenomenix Suns ile çeyrek finalde eşleştik. Yarı finalde don’t hit my face takımına bile mesaj vermişti. Zirve zamanlarında olmayan kadromun 3 maç çok yüksek tempoda çıkmasının, ŞL finalinde bizi çocuğa çevireceğini bildiğim için fark açılırsa tempo yükseltmeyip, rakibin küçümseme ihtimaline karşı bir parça da doz ayarlı bir taktikle elendik. Tarih tekerrür etti ve yine çeyrek finalde eşleştiğimiz bir rakibimiz, efsane kadrosuyla rahat bir şampiyonluk aldı. Zaten bizim maçın skoru da tempoyla işin olmadığını açıklıyordu
Eğer başarı kriteri, 2 çeyrek final yerine 5 çeyrek final görmek ise evet bunu muhtemelen yapardım. Bana göre bu başarı değil, doğal sınır.
Dileyen herkes şansını deneyip belki oradan yarı final çıkarabilirdi fakat bu bana hiçbir zaman cazip gelmedi ve finalde “öyle yapmasam bu maçı kazanabilir miydim” sorusunun aklımda olmasını istemedim. Gelecekte de istemeyeceğim.
Kadrom hiç “en iyi” olmadı ama potansiyelinin iyi olduğu dönemler vardı, bu şekilde alınacak şampiyonluk hedefim için çabaladım, artık görülüyordur. Bir de anormal tekliflerle koparılan oyuncular takım içi dengeleri bozabiliyor. Bu da hesaba katılmalı.
Lige dair hiçbir endişem olmadı, asla bu sene ligi mutlaka kazanayım demedim. Kazanmayı tabi ki istedim ama benim amacım daha çok, imzaladığım sponsor türüne uygun finansal avantajı maksimize ederek kadromu uzun yıllar koruyabilmekti. Ben de bunu başardığımı düşünüyorum. Ayrıca canavar kadrolara karşı nasıl sistemlerle hazırlanmak gerektiği üzerine biraz kafa yormak zorunda kalarak birçok şey öğrenmiş oldum.
Önemsemiyormuşum gibi görülen şampiyonlar ligini aslında çok önemsediğimi ve bunu net olarak açıkladığımı düşünüyorum. Bunlar benim görüşlerim. Herkesin hedeflerine saygım var. Hedefler ve düşünceler farklılık gösterebiliyor,
Herkese iyi oyunlar dilerim.
Öncelikle herkese merhabalar, herkese iyi dilekleri ve tebrikleri için teşekkürler, önümüzdeki her müsabaka ve turnuva için hepinize başarılar.
Ben kendi halimde oyunumu oynayan, keyif almaya çalışan, pek bilindiğini zannetmem ama kendi oyuncu topluluğumuza biraz kırgınlığım olduğu için forumda aktif bir görüntü sergilemeden kendimce yoluma devam eden bir kullanıcıyım. Bu cümlenin sizde oluşturabileceği merakı gidermek amacıyla sebebini de söyleyeyim.
Fi tarihinde buralarda aktif olarak niteleyeceğimiz kullanıcı sayımızın epey düştüğü bir dönemde, milli takıma hoca bulmakta zorlanıyorduk ve “yabancı birileri antrenör olacağına bizden biri aday olsun en azından” diye düşünceler dile getirilmişti. Ben de adaylığımı tek Türk kullanıcı olarak koydum. Fakat Çek 5. Liginden falan bir arkadaşın da aday olduğu genç milli takım seçimlerinde 5’e karşı 20 civarı oy ile garip bir şekilde Çek arkadaşımız tercih edilmişti ki kendisiyle de epey diyalogumuz oldu, milli takım hakkında benden fikir bile alacak kadar alçakgönüllü biriydi, onun göreve gelmesi bu açıdan beni mutlu etmişti. Ama bana yapılan bu harekete de şu an bile anlam verebilmiş değilim O nedenle forumdan ve biraz da topluluktan kendimi soyutlayarak oyunuma odaklandım. Rakiplerimizi tebrik ettik, isteyenlerle iletişimimiz sürdü tabi.
Kabarday hocamızın düşüncelerine istinaden şunları söylemek isterim. Herkesin düşüncesine elbet saygım var ancak…
Uluslararası maçları önemsemediğimi düşündüren şey nedir? Tempo mu? zira başka unsur yoktu
Tek amacın lig şampiyonluğu olduğunu düşündüren şey nedir? Tempo mu? Final serisinde bile yükseltmediğim birçok sezon var, yine tek unsur.
En önemli soru da, her şey bizim gördüğümüz gibi midir??
Uluslararası maçlar konusunda önceden sizin de deneyimlediğiniz gibi, temponuzu sona olabildiğince iyi saklamadığınız sürece şampiyonlar liginde şampiyon olma şansınız bizim kurduğumuz kadrolarla imkansız. (Kadrolarımız kötü demiyorum ama hiçbir zaman bir Türk takımı, oyunun o sezonki en iyi ilk 3 kadrosundan biri olamadı.)
Bu tempo konusunun olayı odur. Mesela bugün ilk turda elendim, muhtemelen bu mesajı da o yüzden yazdınız; benim bu maçı tempo artırarak kazanacağım apaçık. Ya sonra? Her turda tempo harcayarak nereye kadar gideceğiz? Ben size söyleyeyim, çeyrek final. İkimizin de ikişer çeyrek finali var diye biliyorum Üstüne basa basa söylüyorum benim hedefim maksimum tura gidebilmek değil şampiyon olmak veya finalde kaybetmek. Benim için 5. veya 180. olmanın hiç farkı yok. Çünkü hedefim bu değil. Şimdi bunu örnekleyelim.
38. Sezon: 2. Turda çok yüksek tempo ile elendim, çünkü rakibim finale doğrudan aday bir takımdı ve tecrübesizdim şuanki bakış açımla kesin olarak daha düşük tempoyla çıkardım.
39. Sezon: İlk çeyrek finalimi oynadım, çok yüksek tempoyla çıktım ve elendiğim don’t hit my face finalde o sezonun kağıt üzerinde favorisi olan BK Wild’ı yenerek şampiyon oldu. (Şampiyonluğunun en büyük sebebi temposunu ayarlayıp bize ve diğer takımlara da çok yüksek çıkmamasıydı ve bu maç benim hedefimi ve bu düşüncelerimin temelini oluşturan maçtır. Belki o maç, bu açıklama ile bazılarımıza da katkı sağlayabilir ) O sezonu hatırlayan var mı bilmiyorum ama gerçekten BK Wild korkutucu bir kadroya sahipti.
40. Sezon: 1. Turda çok düşük çıkarak geçmem gereken kolay bir rakip vardı. Ama eleneceksem baştan elenmeyi ve enerjimi korumayı tercih ettim. Süper kadrolu X heat ve geçen sezonun şampiyonu tempo uzmanı don’t hit my face’e karşı başka şansım olmayacaktı.
41. Sezon: 2. Turda Chicago Bulls Sahara ile çok düşük çıkarak yine aynı amaçtaydım. Anlık vurguncu olarak nitelediğim ama şansını zorlamaktan başka da çaresi olmadığını düşünen arkadaşımıza elendim. Zaten bir sonraki turda da ceremesini çekti. Bana göre kimsenin o sezon bir şansı yoktu. Zira ben de finale kadar tempo artırsam bir sonraki sezonda bahsedeceğim bölüm sonu canavarının ağzı sonuna kadar açıktı
42. Sezon: Abartısız söylüyorum oyun tarihinin bence en iyi kadrosuna sahip Phenomenix Suns ile çeyrek finalde eşleştik. Yarı finalde don’t hit my face takımına bile mesaj vermişti. Zirve zamanlarında olmayan kadromun 3 maç çok yüksek tempoda çıkmasının, ŞL finalinde bizi çocuğa çevireceğini bildiğim için fark açılırsa tempo yükseltmeyip, rakibin küçümseme ihtimaline karşı bir parça da doz ayarlı bir taktikle elendik. Tarih tekerrür etti ve yine çeyrek finalde eşleştiğimiz bir rakibimiz, efsane kadrosuyla rahat bir şampiyonluk aldı. Zaten bizim maçın skoru da tempoyla işin olmadığını açıklıyordu
Eğer başarı kriteri, 2 çeyrek final yerine 5 çeyrek final görmek ise evet bunu muhtemelen yapardım. Bana göre bu başarı değil, doğal sınır.
Dileyen herkes şansını deneyip belki oradan yarı final çıkarabilirdi fakat bu bana hiçbir zaman cazip gelmedi ve finalde “öyle yapmasam bu maçı kazanabilir miydim” sorusunun aklımda olmasını istemedim. Gelecekte de istemeyeceğim.
Kadrom hiç “en iyi” olmadı ama potansiyelinin iyi olduğu dönemler vardı, bu şekilde alınacak şampiyonluk hedefim için çabaladım, artık görülüyordur. Bir de anormal tekliflerle koparılan oyuncular takım içi dengeleri bozabiliyor. Bu da hesaba katılmalı.
Lige dair hiçbir endişem olmadı, asla bu sene ligi mutlaka kazanayım demedim. Kazanmayı tabi ki istedim ama benim amacım daha çok, imzaladığım sponsor türüne uygun finansal avantajı maksimize ederek kadromu uzun yıllar koruyabilmekti. Ben de bunu başardığımı düşünüyorum. Ayrıca canavar kadrolara karşı nasıl sistemlerle hazırlanmak gerektiği üzerine biraz kafa yormak zorunda kalarak birçok şey öğrenmiş oldum.
Önemsemiyormuşum gibi görülen şampiyonlar ligini aslında çok önemsediğimi ve bunu net olarak açıkladığımı düşünüyorum. Bunlar benim görüşlerim. Herkesin hedeflerine saygım var. Hedefler ve düşünceler farklılık gösterebiliyor,
Herkese iyi oyunlar dilerim.
Ayrıntılı cevap için teşekkür ederim. Okunmayacagini düşündüğüm için karşı tarafin ne dusunebilecegini de cok umursamadan anlik olarak o mesajı atmıştım, hata etmişim
Bu sekilde planlarin olmasi gercekten beni cok mutlu etti cunku oyunu oynayan sayısı az ve aktif oyuncuların sayisi beni mutlu ediyor.
Asıl konuya gelirsek oyuna bir sekilde her gun giren biri olarak oyunun belli başlı istatistiklerini kontrol ediyorum, onlardan biri de uluslarasi kupalardaki sıramız daha yeni 6 ekiple mucadele etmeye basladik ve sürekli 4 takima dusme riskiyle karsi karşıyayız dedigim gibi oyuna tutunacak istatistik ariyoruz
Ozellikle gecen sezon son anda senin sayende 6 takimda kaldik kisaca sizinle beraber bircok maci ben de takip ediyorum
Aslinda mesajimin pek "takilmayacagini" düşündüğüm icin ayrıntılı yazmadım ama derdim grup doneminde kritik maclarda da onem derecesini arttirip grubu en iyi sekilde bitirebilmek, bunlari da bekledigim icin tepkili görünen bir mesaj attim cunku her maca bakiyorum ama kendi düşünce acımdan
Derdim oyunda onemli bir ulke olabilmek ama bu hedeften cok uzağız
Kisaca ulkemiz oyunda cok daha onemli olsun daha cok galibiyet alsin, olaya bu acidan baktigim icin mesajimi mazur gorecegini düşünüyorum.
Sizin milli takim koçluğunu kaybetmeniz hatırlamıyorum ama yanlis olmuş ancak oyunumuzda toksik bir durum var mesela basin bulteninde yapilan aciklamalar bile kötü yorumlaniyor yillar once ozer elbiz konulu aciklamam bile negatif degerlendirilmis ki genelde herkesin ortalamasi dusuk
Son olarak oyunculara gelen anormal teklifler konusunda senin de yorumun onemli ben de o konudan muzdarip olup kadromu yenilemeye karar vermistim bu sureci yine basarili yonetemedim cunku ayni sorunu yine yasiyorum
Oyunun iyi yönümü kötü yönümü anlam veremiyorum cunku o sekilde hic transfer yapmadım teklifte vermedim
Bulgar oyuncuna verilen teklifte anormal yuksekti cok sasirmistim.
Uzun oldu ayni seyleri tekrarlayip durdum ama dedigim gibi mesaj dikkate alinmayacagini düşündüğüm icin özensiz ve tepkili yazdim kusura bakilmasin
Oyunda zaten 3-5 kisiyiz kimsenin kirilmasini istemem, ozur dilerim.
Bu sekilde planlarin olmasi gercekten beni cok mutlu etti cunku oyunu oynayan sayısı az ve aktif oyuncuların sayisi beni mutlu ediyor.
Asıl konuya gelirsek oyuna bir sekilde her gun giren biri olarak oyunun belli başlı istatistiklerini kontrol ediyorum, onlardan biri de uluslarasi kupalardaki sıramız daha yeni 6 ekiple mucadele etmeye basladik ve sürekli 4 takima dusme riskiyle karsi karşıyayız dedigim gibi oyuna tutunacak istatistik ariyoruz
Ozellikle gecen sezon son anda senin sayende 6 takimda kaldik kisaca sizinle beraber bircok maci ben de takip ediyorum
Aslinda mesajimin pek "takilmayacagini" düşündüğüm icin ayrıntılı yazmadım ama derdim grup doneminde kritik maclarda da onem derecesini arttirip grubu en iyi sekilde bitirebilmek, bunlari da bekledigim icin tepkili görünen bir mesaj attim cunku her maca bakiyorum ama kendi düşünce acımdan
Derdim oyunda onemli bir ulke olabilmek ama bu hedeften cok uzağız
Kisaca ulkemiz oyunda cok daha onemli olsun daha cok galibiyet alsin, olaya bu acidan baktigim icin mesajimi mazur gorecegini düşünüyorum.
Sizin milli takim koçluğunu kaybetmeniz hatırlamıyorum ama yanlis olmuş ancak oyunumuzda toksik bir durum var mesela basin bulteninde yapilan aciklamalar bile kötü yorumlaniyor yillar once ozer elbiz konulu aciklamam bile negatif degerlendirilmis ki genelde herkesin ortalamasi dusuk
Son olarak oyunculara gelen anormal teklifler konusunda senin de yorumun onemli ben de o konudan muzdarip olup kadromu yenilemeye karar vermistim bu sureci yine basarili yonetemedim cunku ayni sorunu yine yasiyorum
Oyunun iyi yönümü kötü yönümü anlam veremiyorum cunku o sekilde hic transfer yapmadım teklifte vermedim
Bulgar oyuncuna verilen teklifte anormal yuksekti cok sasirmistim.
Uzun oldu ayni seyleri tekrarlayip durdum ama dedigim gibi mesaj dikkate alinmayacagini düşündüğüm icin özensiz ve tepkili yazdim kusura bakilmasin
Oyunda zaten 3-5 kisiyiz kimsenin kirilmasini istemem, ozur dilerim.
Hocam oyunda sadece basketbolda düzenli olarak oynayan 48 kişiyiz. Burada tek sorun forum aktif değil. Uluslararası maçlar için ise dediklerinize katılıyorum. 6 takımla katılmalıyız ki başarı sağlayan takımlarımız önceki sezonlarda mevcut.Alt yaş milli takımında da dünya şampiyonluğu geldi. Sadece bir seviye daha üste çıkılması gerekiyor bana göre.
Tesekkurler,
Ben de bundan sonra forumlara katilmaya ozen gosterecegim.
Eskiden cok daha fazla katilim gosteriyorduk.
Ben de bundan sonra forumlara katilmaya ozen gosterecegim.
Eskiden cok daha fazla katilim gosteriyorduk.
Beklenen final mucadelesi basladi ve uzunlarinin daha iyi oldugunu düşündüğüm RFM ilk maci kazandi.
Uzun zaman sonra farkli bir sampiyonumuz cikacak mi göreceğiz ama RFM hic olmadigi kadar yakin
Bjk San Diego 2.macta mac onemini yuksek tutarsa toplamda daha tecrubeli ve iyi oyunculara sahip oldugu icin kazanabilir.
Iki takimin fiziksel yorgunluklari yakin oldugu icin farklari kucuk detaylar belirleyecektir. Ozellikle Diksoy ve Umut ki ulkemizin en iyi 2 pivotu mucadeleleri sampiyonluk icin cok muhim.
Tahminde bulunmak gerekirse RFM son transferi vokujicic ile bir adim onde cok yerinde bi transferdi
Uzun zaman sonra farkli bir sampiyonumuz cikacak mi göreceğiz ama RFM hic olmadigi kadar yakin
Bjk San Diego 2.macta mac onemini yuksek tutarsa toplamda daha tecrubeli ve iyi oyunculara sahip oldugu icin kazanabilir.
Iki takimin fiziksel yorgunluklari yakin oldugu icin farklari kucuk detaylar belirleyecektir. Ozellikle Diksoy ve Umut ki ulkemizin en iyi 2 pivotu mucadeleleri sampiyonluk icin cok muhim.
Tahminde bulunmak gerekirse RFM son transferi vokujicic ile bir adim onde cok yerinde bi transferdi
Akademiden çıkardığım veya o yaşlarda klübe gelen gençlerin çok uzun süren gelişim sürecinden sonra artık başa mücadele edecek bir ekip olduk. Bu sezon eklediğim yeni oyuncularla da şampiyonluk için yarışabilecek hale geldik. Bu kadar çabanın ardından Bjk San Diego takımının seviyesine ancak gelebildim. Uzun süredir buralarda olabilmek büyük başarı o yüzden kendisini tebrik ederim. Çok dengeli bir seri olacak gibi görünüyor kazansam da kaybetsem de bir süre bu mücadelenin içerisinde yer almak istiyorum.
Tebrik ederim hocam galiptir bu yolda mağlup
Yıllardır takımını sabırla bu noktaya getirdin ve bunu ekonomik anlamda da destekledin.
Sampiyonlugu Bjk San Diego daha tecrubeli ve komple oyunculara sahip oldugu için aldı.
Senin de sıran gelecek
Yıllardır takımını sabırla bu noktaya getirdin ve bunu ekonomik anlamda da destekledin.
Sampiyonlugu Bjk San Diego daha tecrubeli ve komple oyunculara sahip oldugu için aldı.
Senin de sıran gelecek
Bjk San Diego bir cok oyuncusunu satıyor umarım bu eksik gördüğü oyuncuları satıp daha iyilerine yer açmak içindir.
Aksi halde takımının en verimli döneminde ve RFM de yukselirken, aralarında yapacakları kaliteli final serilerinden bizi mahrum etmez.
Keske birkacını alabilsem ama imkansız
Aksi halde takımının en verimli döneminde ve RFM de yukselirken, aralarında yapacakları kaliteli final serilerinden bizi mahrum etmez.
Keske birkacını alabilsem ama imkansız
conqueror15 i ilk sampiyonlugundan ötürü tebrik ederim. Artık yeni bir şampiyonuz var.
Bjk nin kadro revizyonu dan sonra bekliyorduk zaten ve beklentileri karşıladı.
Kadrosuna bakarsak yeni bir seri yakalayabilir gibi ama ben ve Akabe de boş değiliz
Bjk nin kadro revizyonu dan sonra bekliyorduk zaten ve beklentileri karşıladı.
Kadrosuna bakarsak yeni bir seri yakalayabilir gibi ama ben ve Akabe de boş değiliz
Çok teşekkür ederim hocam uzun süren bi yapılanmanın ardından şampiyonluğu kazanabildim. Boş olmadığınızı çok yakından fark ettim hocam hem lig maçlarında hem de playofflarda takım gücü benimkinden az olmasına rağmen çok iyi oynadınız maçları zar zor kazanabildim tedbir almazsam önümüzdeki sezon daha da zor olacak
Luviya da bırakmış oyunu. Alt yapıdan oyuncu yetiştirmesiyle milli takımlara faydalıydı. Lig de de benim gibi orta seviyede rekabetinden zevk aldığım bir takımdı. Umarım yeni gelişen takımlarımız bu boşluğu doldurur.
Esforzado hocamizda birakmis ben d yeni farkettim. Değerli takımlarımız ve hocalarımız bırakıyor iyi değil bu
Bu arada conqueror hocamıza ( RFM ) Allah sabır versin.
Kim oyunculara bu teklifleri veriyor anlayamıyorum. Ben iki Yunan uzunuma teklifleri karşılamaya 240 m verdim.
RFM nin 35 yaşında ki uzununa tamam iyi de 125 m luk teklif
Şimdi RFM nin zor kararı bu yaşta ki oyuncuya bu para verilir mi?
Sürekli bu durumu yaşıyoruz, karşılaşamasan nereden bulacaksın yenisini
Ben 1 sezon SG siz oynadim, oyuncuya verilen teklifi karsilayamadigim icin
Kim oyunculara bu teklifleri veriyor anlayamıyorum. Ben iki Yunan uzunuma teklifleri karşılamaya 240 m verdim.
RFM nin 35 yaşında ki uzununa tamam iyi de 125 m luk teklif
Şimdi RFM nin zor kararı bu yaşta ki oyuncuya bu para verilir mi?
Sürekli bu durumu yaşıyoruz, karşılaşamasan nereden bulacaksın yenisini
Ben 1 sezon SG siz oynadim, oyuncuya verilen teklifi karsilayamadigim icin
Tvé oblíbené diskuze
Poslední příspěvky